REHBERLİK SERVİSİ
Çoğu kez birbiriyle karıştırılan "büyüme" ile "gelişme"sözcükleri, gerçekte birbirinden farklı kavramlardır; biri diğerinin yerini alamaz. Yapısal artışı dile getiren "büyüme", bedende gerçekleşen sayısal değişiklikleri içermektedir. (Kilo, boy artışı gibi). Buna karşılık "gelişme" kavramı; düzenli, uyumlu ve sürekli bir ilerlemeyi dile getirmektedir. Gelişim, anne karnından başlayıp ölünceye kadar geçen bir süreci kapsarken her çocuğun gelişim çizgisinin farklı olduğunu unutmamak gerekir. Bu nedenle çocuklarımızı bedensel, zihinsel, sosyal, duygusal yönden karşılaştırmamız gerekir.
GELİŞİM DÖNEMLERİ
— GÜVEN VE GÜVENSİZLİK (0–1 YAŞ)
Çocukluğun ´bebeklik´ ya da ´süt çocukluğu´ dediğimiz 0–1 yaşta bebek bütünüyle annesine ve çevresine bağımlıdır. Onun içinde temel gereksinmesi ´güven'dir. Bunu alamazsa ona´güvensizlik´ egemen olacaktır. Çocuğun acıkması´güvensizliktir, doyurulması ´güven´. Çocuğunun altının kirlenmesi ´güvensizliktir, temizlenmesi ´güven´. Annenin uzaklaşması ´güvensizliktir, gelmesi ´güven´.
İnsanın hayatının başında en büyük gereksinmesinin güven olması çok düşündürücüdür.Daha sonraki yıllarında da bu gereksinme sürüp gidecektir.Bebeğin temel gereksinmeleriyle ilgili görünen güven ve güvensizlik ikilemi hayat boyunca sevgiyle ilgili olarak, başarı ile ilgili olarak, toplumsal korkularla ilgili olarak sürüp gidecektir.
- ÖZERKLİĞE (BAĞIMSIZLIK) KARŞI UTANÇLA GERİLEME (2 - 3 YAŞ)
Başkalarına güven duygusunun gelişmesinden sonraki aşama kendine güven duygusu ve kendi işini yapmadır. Bu dönemdeki çocuklar bir çok işi kendi başlarına yapmaya çalışarak özerk (bağımsız) olmak istediklerini belirtirler. Bu isteklerini "ben yaparım", "kendim yapacağım" gibi ifadelerle ortaya koyarlar. Tamamen başkalarına bağımlı olmak istemezler teşebbüs ettikleri işleri yaparak kendilerine olan güvenlerini artırmaya çalışırlar. Yetişkinlerin yaptıkları işe karışmalarını istemezler. Eğer yaptıkları iş engellenirse öfkelenip hırçınlaşırlar. Buna karşılık yetişkinler çocukları iki yaşından itibaren toplumun istediği biçimde davranmaya zorlarlar. Çünkü çocuklarının toplum kurallarına uyum sağlayabilen bireyler olarak yetişmelerini isterler. Ancak bu yaş çocuklarının zihinsel gelişimi henüz doğruyla yanlışı ayırt edebilecek düzeye ulaşmamıştır.
Bu dönemdeki çocukların kazanmaları gereken önemli bir alışkanlık tuvalet alışkanlığıdır. Ancak bu alışkanlığın kazandırılması sırasında baskı yapmak çocuğun kişiliğine tamiri güç zararlar vermektedir.
Özerklik duygusunun kazanıldığı bu gelişim döneminde aşırı koruyucu, kısıtlayıcı ve cezalandırıcı ana-baba tutumu özerkliği bastırmaktadır. Kendisine fırsat tanınmayan , bir iş başarma heyecanının yaşayamayan çocuklar ileriki yaşlarda çekingen kendi başına karar veremeyen ve kendine güvenemeyen bir insan haline gelmektedirler. Ana-baba, çocuk bir işi yapamadığında onu suçlamamalıdır çünkü sürekli olarak becerisizlikle suçlanan çocuk cesaretini kaybetmekte ve başarısızlığının yüzüne vurulması dolayısıyla öfkelenmektedir. Bu öfkenin sonunda ise utanma duygusu hakim olmaktadır.
— GİRİŞKENLİĞE KARŞI SUÇLULUK (4 – 5 YAŞ)
Girişkenliğe karşı suçluluk dönemindeki çocuk, kendisinin ve aile üyelerinin rollerini daha açık bir şekilde kavramaya başlar. Çevresindeki bireylerle yakın ilişkiler kurar, konuşkandır çok soru sorar. Cinsel kimliğin geliştiği bir dönemdir.Bu nedenle kızlar annelerini erkek çocuklar ise babalarını model alırlar.Çocuğun merak duygusu, soruları bastırılır bunlara cevap verilmezse çocukta suçluluk duygusu gelişir.
— ÇALIŞMA VE BAŞARILI OLMAYA KARŞI AŞAĞILIK DUYGUSU (6 – 12 YAŞ)
Doğumundan 6 yaşına kadar aile ile daha çok zaman geçiren çocuk için okula başlama çok büyük bir değişimdir. O güne kadar herkes tarafından yaptıkları kabul edilen, sevilen ve pek rakibi olmayan biri iken okul ortamında kendi yaşıtı olan birçok kimse içinde çocuk yeni bir sürece girmiş olur.
Bu dönemde çocuklar arkadaşları arasında bir yer edinmek, öğretmenin gözüne girmek başarılı olmak için çalışır, çünkü elde ettiği başarılar neticesinde takdir ve kabul edilmeyi bekler. Bu dönemdeki çocuk eğer çevresinden destek görürse kendine duyduğu güven ve saygı artar ve daha fazla çalışmaya ve başarılı olmaya yönelir. Aksi halde yaptıklarını değersiz olduğuna inanır ve aşağılılık duygusuna kapılır.
Yetersizlik ve aşağılık duygusu bu dönemdeki en büyük problemdir. Aşağılık duygusu geliştiren bir çocuk çevresiyle sağlıklı ilişkiler kuramaz ve uyum güçlüğü çeker.Bu bakımdan 6-12 yaşları arasındaki çocuklara başarılı olabilecekleri ortamlar oluşturmak son derece önemlidir. Ancak okul yaşamında ve normal yaşamda çocukların her zaman başarılı olmaları da mümkün değildir. Dolayısıyla burada önemli olan başarısızlığı önlemekten çok ;önce ana-baba olarak kendimizde sonrada çocuklarımızda başarısızlığı olumlu ve verimli karşılama becerisini geliştirmektir. Bu konuda öncelikle çocukların kendi yeteneklerine olan inançlarını güçlendirmeliyiz. Eğer çocuk kendi yeteneklerinin başarılı olma konusundaki gücüne inanırsa yaşayacağı başarısızlıkları çaba eksikliğine bağlayacak ve kişiliği konusunda olumsuz değerlendirmeler yapmayacaktır. Ana-babaların bu konuda çocuklarına yapacakları en büyük yardım onları başkaları ile kıyaslamaktan vazgeçmeleri olacaktır.
6 YAŞ GELİŞİM DÖNEMİ ÖZELLİKLERİ
BEDENSEL GELİŞİMİ DESTEKLEMEK İÇİN
BİLİŞSEL GELİŞİMİ DESTEKLEMEK İÇİN
KİŞİLİK GELİŞİMİNİ DESTEKLEMEK İÇİN
7 YAŞ ÇOCUĞUN ÖZELLİKLERİ
— Fiziksel - Motor Gelişim:
Bu yaş çocukları çok hareketlidir, enerjileri çok fazladır. Eğer bu enerji olumlu ve amaca uygun olarak kullanılamazsa, rahatsız edici düzeyde hareket halinde olma, kalem ısırma, tırnak yeme gibi yollarla dışa vurabilir. Evde fiziksel hareketi kısıtlayıcı aktiviteler yerine, enerjilerini yapıcı şekilde dışa vurabilecekleri etkinlikler düşünmekte yarar olabilir. Ev ortamının buna uygun düzenlenmesi, anne babayı sürekli "dur, yapma, koşma, dikkat et..." gibi uyarılarda bulunmaktan kurtarabileceği gibi, çocuğu da "yaramaz" etiketinden koruyabilir. Örneğin evde eğer varsa, uzunca ve mümkün olduğunca boş (dantel örtülü fiskos masalarından, telefonun durduğu kocaman sehpalardan, üstü ve içi biblo dolu ne işe yaradığı kimse tarafından anlaşılamayan gümüşlüklerden vs. arındırılmış) bir koridor, bu yaş çocuğunun fiziksel enerjisini kimseye sıkıntı vermeden dışa vurabileceği uygun bir mekan olabilir. Burada asılı bir basket potasına atışlar yapabilir, bisikletiyle turlayabilir, bir uçtan bir uca zaman tutarak koşabilir, arabalarıyla yarışlar yapabilir, bebeklerini gezintiye çıkarabilir, evdeki basit eşyaları kullanarak çiftlik kurabilir, çadır kampı yapabilir, hayal gücü ve enerjisini dilediğince serbest bırakabileceği bir ortamın keyfini yaşayabilir. Bu yaş çocuklarının dinlenmeye ihtiyaçları vardır. Fiziksel ve zihinsel çalışmalarda kolayca yorulurlar. Evde dinlenmeleri için fırsatlar yaratmak uygun olur. Özellikle ödev yapma işinin kabusa dönüşmesini engellemenin birinci şartı, çocuğun "çocuk" olduğunu unutmamaktır! Onlara "küçük memur" muamelesi yapmak, evde gereksiz ve çözümsüz çekişmelere yol açacağı gibi çocukluklarına da yapılabilecek en büyük haksızlıktır. Sadece onların dinlenme şekilleri farklıdır. Siz televizyon karşısında ayağınızı uzatarak oturmakla veya gazete okumakla (yani pasif fiziksel aktivitelerle) dinlenmeyi tercih ederken, çocuğunuz hoplayıp zıplayarak, oyuncaklarını ortaya dökerek dinlenmeyi isteyebilir.
Bu yaş çocuklarının büyük kas gelişimi, küçük kas gelişimine oranla daha iyidir. Kalem tutmak ve buna benzer etkinlikler, küçük kas gelişimidir. . Küçük kas gelişimini hızlandırmak için, örneğin evde resim yapma çalışmaları yararlı olabilir. Logo türü oyuncaklar hem dikkat üzerinde hem de kas gelişimi üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Kesip yapıştırma etkinliklerinin de küçük kas gelişimine yararlı etkisi olabilir. Evde rahat bir ortam hazırlayarak, çocuğunuzun hayal gücünün ve kas sisteminin gelişimine katkıda bulunabilirsiniz. Hele bir de duvardaki bir panoda eserlerini sergileme olanağı tanırsanız, bu onun için çok zevk aldığı bir aktivite haline gelebilir.
Bu yaş çocukları küçük harfleri ve nesneleri görmede zorlanabilirler. . Evde çalışırken yararlanabileceği bir yazı tahtası çok işe yarayabilir. Bu tahta, hem yapıcı bir oyuncak (örneğin öğretmencilik oyununda) hem de kalem tutma ve yazı yazma becerisinin gelişimine katkıda bulunacak bir araç olabilir. Kendisi için yeterli büyüklükte yazı yazma olanağı tanıması açısından da yararlıdır.
Bu yaşlarda çocukların fiziksel etkinlikleri çok fazladır. Hiç durmazlar, ancak bu hareketlilik sırasında etraftaki tehlikelerin çok fazla farkında olmayabilirler. Bu yaş çocuğu kendini zararlı aktivitelerden koruyamayabilir. Bunun bir sebebi, tehlikeyi farkında olmayışı diğer sebebi ise kas kontrolünün zayıf oluşudur. Ev ortamının mümkün olduğunca fiziksel olarak çocuğa zarar verebilecek eşyalardan (köşeli cam sehpalar, yüksek eşikler, kapanmayan dolap kapakları, takılabileceği büyük vazo ya da saksılar vs.) arındırılmış olması kaza riskini azaltabilir.
Kemik gelişimi henüz tam tamamlanmamıştır, Kemikleri kolayca çatlayabilir. Özellikle beden eğitimi etkinliklerinde bu nokta çok önemlidir. Spor etkinliklerinde çok sert olanların seçilmemesi (karete, judo vs.) ya da en azından 10 yaştan sonraya ertelenmesi uygun olabilir. Örneğin yüzme, bale, folklor, dans, atletizm gibi daha yumuşak ve kemik gelişimine olumlu katıları olabilecek sportif etkinlikler seçilebilir. Beslenme konusunda da dikkatli olmak yararlıdır.
— Sosyal - Duygusal Gelişim:
Arkadaş seçiminde daha titiz olmaya başlarlar. 1-2 tane iyi ve sürekli arkadaşları olabilir, düşmanları da (sevmedikleri) ! Sırdaş olmak çok önemlidir, ancak çok iyi sır sakladıkları söylenemez. Özellikle okul uyumunda arkadaşlarının rolü büyüktür. Okulda arkadaş ilişkileri iyi gidiyorsa, okulu oldukça severler ama ilişkilerinde ters giden bir şeyler varsa okula gitmek istemeyebilirler ya da gönülsüz giderler. Arkadaşlarının düşüncelerini çok önemserler ama ilişkileri için verdikleri kararları çabuk unuturlar. Bu noktada anne baba olarak verdiği kararı hatırlatmak ya da öğütler vermek yerine, etkin dinleme yöntemini kullanarak kendi çözümlerini üretmesine fırsat tanımak yararlı olabilir. Yetişkinler kadar tutarlı ve sabit ilişkileri olmasını ummak, yaşlarına uygun düşmeyen ve gerçekçi olmayan bir beklentidir.
Küçük grup oyunlarını severler, ancak bu devrede moral (ahlaki) gelişim yönünden kuralları kesin ve değişmez olarak algıladıkları için, grup oyunlarında kuralların değiştirilmesine (az da olsa) tepki verirler. İki kişi oynarken herşey yolundayken ortama üçüncü birinin girmesi işleri karıştırabilir. Burada daha çok birinci tercih olamama kaygısı hakimdir. Bu yaş çocuklarının hemen hepsinde arkadaşları tarafından ilk tercih edilen kişi olma isteği vardır. Üç ya da daha fazla kişinin olduğu oyun gruplarında, lider olan kişiyi çekememe, onun koyduğu kurallara isyan etme ama bunun yanında onunla arkadaş olmaktan vazgeçememe gibi çelişik içerikli ilişkiler yaşayabilirler. Kuralların ya bozulmaması ya da sadece kendileri tarafından değiştirilmesi gibi egosentrik bir yaklaşımları vardır. Bu daha çok, henüz kendini değerlendirme becerisine sahip olmayışlarından kaynaklanır. Kavgaları, münakaşaları sık sık olur. Bu yaşlarda erkek çocukların fiziksel saldırganlığı, kız çocukların ise sözel saldırganlığı daha çok yeğlediği gözlenir. Birbirlerine karşı oldukça acımasız eleştiri ve davranışları olabilir. Çok radikal kararlar verip, bunları uygulamaktan derhal vazgeçebilirler. İçinde bulundukları grupta prim yapan davranışları farkedip benimseyebilirler ve bunlar gerçekten çok acımasız olabilir.
Bu yaş çocuğu eleştirilere karşı çok hassastır. Bu yaş, çocuğun kendini kolayca "üretken" veya "beceriksiz" hissedeceği bir devredir. Evde becerileri ve iyi yapabildikleri üzerinde daha fazla durarak, eksiklerini kapatması yönünde motive edilebilirler. Bu yaş çocuğu kolayca motive olur, kaba tabiriyle gaza gelir. Yapması istenen şeyin, sadece nasıl söylendiği önemlidir. Hemen heveslenir ama bu hevesi kısa sürer. Sık sık çabasının ve ürünlerinin ödüllendirilmesi, takdir edilmesi gerekir. Başarısızlıktan, tıpkı bizler gibi, hoşlanmazlar. Sürekli başarısızlıkları yüzlerine vurulursa, kolayca düşük benlik saygısı geliştirebilirler. Mutsuz hissederler ve motivasyonları düşer. Başarısızlık, kaçınılması olanaksız bir kader gibi görünebilir gözlerine ve çabalamaktan vazgeçebilirler. Bu noktada anne babanın hassas davranması gerekir. Eksik ve zayıf yanlarının görmezden gelinmesini önermiyoruz ama bunların nasıl iletildiği çok önemlidir. Kırgın, kızgın, hayal kırıklığına uğramış ve ümitsiz bir yaklaşım çocuğu o konuya küstürebilir. Yüksek bir beklenti ise üzerinde yoğun bir baskı hissetmesine ve denemeden vazgeçmesine sebep olabilir. Bunun yerine anne babanın başarısızlıklarda bile olumlu bir şeyler bulmaya çalışması ve onu yüreklendirmek, geliştirmek için nasıl bir yardımda bulunabileceği sorunu kendine yönelterek işe başlaması yararlı olabilir. Hatta bu soruyu direk çocuğa sormak, kişilik gelişimi adına son derece yapıcı bir davranıştır.
Bu yaş çocuğu, karşısındaki kişilerin duygularına karşı da daha hassastır. Özellikle yakın çevresini "hayal kırıklığına uğratmaktan" çok korkar. Onun davranışlarına karşı hissettiklerinizi "ben dili" ile iletmek bu noktada çok önemlidir. Aile içinde olan biteni izlemeye başlar ve gerginliklerden uç sonuçlar çıkarabilir. Örneğin anne babasının basit bir tartışmasını boşanmayla sonuçlanabilecek trajik bir olay olarak algılayabilir (hele bir de arkadaşları arasında anne babası boşanmış olanlar varsa!). Kendisine suçlanma payı çıkarıp, kaygı duyabilir. Bu yaşlarda duygusal şantaj ya da baskılar kişilik gelişimini çok olumsuz etkiler. Kişiler arası ilişkilerde güvensiz, başkalarını kırmamak için kendini ifade etmekten çekinen, fazla verici kişiliklerde, genelde bu yaşlara özgü "sevdiklerine hayal kırıklığı yaşatma korkusu"nun ebeveynlerce desteklendiğine rastlanmaktadır. Anne babalara, çocuğun taşımakta güçlük çekeceği düzeyde beklentilerden uzak durmalarını ve duygusal şantaja asla başvurmamalarını öneririz.
- Bilişsel Gelişim:
İlkokul çocuklarının öğrenmek, üretmek için güdüsü çok fazladır. Anne babaya düşen, bu güdüyü en iyi biçimde değerlendirmeye çalışmaktır. İlgi çekici, renkli ve kolay izlenebilen materyallerle çocukların bu ilgileri desteklenebilir. Ürettiklerini beğenmek ve ödüllendirmek ise anne babanın asli görevidir!
İlkokul çocukları, konuşmaya, tekrarlamaya çok meraklıdır. Yazmaya ilgi ve merakları daha azdır. Bu yaş çocuklarını sınıfta öğretmenin, evde anne babanın sık sık sıraları geldiğinde konuşmaları ve sıralarını beklemeleri konusunda uyarması gerekir. Özellikle yoğun geçen bir iş gününün ardından çocuğunuzu dinlemek çok güç olabilir ama son bir çabayla ona zaman ayırmaya çalışmanızı öneririz. Aktif olarak ona ayıracağınız sadece yarım saat bile, onun bu gereksinimini karşılamaya yetebilir. Unutmayın birlikte geçirilen zamanın niteliği niceliğinden çok çok daha önemlidir!
Bu yaş çocukları,aynı zamanda şikayet etmeyi de çok severler. Bu onların moral (ahlaki)gelişimde kuralları katı bir biçimde algılamalarından ve davranışın ardındaki niyeti henüz dikkate alamamalarından kaynaklı olabilir. Ayrıca çok sevdikleri öğretmenlerinin, anne babalarının dikkatlerini çekmek ya da kıskançlık gibi nedenlerle de bu davranışı gösteriyor olabilirler. Ama gerçekten sıkıntıları olabileceğini de gözardı etmemek gerekir. Sonuçta sebep ne olursa olsun, sizden destek istediğinin bir göstergesidir bu şikayetler. Ancak bunları çok fazla ödüllendirmenin, şikayet etmeyi genel bir davranış kalıbı haline getirmesine yol açabileceği olasılığını da unutmayın!
Bu yaş çocukları somut düşünme döneminde oldukları için, çoğunlukla görerek ve yaparak öğrenirler. Bu nedenle söylediklerinizden çok davranışlarınızın önemli olduğunu unutmayın! Sözcükler ve dolayısıyla konuşma soyuttur. O sizin davranışlarınızı öğrenir.
8 - 9 YAŞ
- BEDENSEL GELİŞİM
- SOSYAL VE DUYGUSAL GELİŞİM
- ZİHİNSEL GELİŞİM
10 YAŞ
- BEDENSEL GELİŞİM
- SOSYAL VE DUYGUSAL GELİŞİM
— ZİHİNSEL GELİŞİM